Far Cry 2 iNCELEME

Crytek firmasını dünyaya duyurmuş, gelişmiş ve sistem zorlayıcı grafikleri ile gözlere ziyafet çekmiş olan Far Cry, ikinci oyunu ile piyasaları bir kez daha vurmayı planlıyor. Ancak bu sefer ufak bir fark var, Crytek’in oyun motoru ve hakları Ubisoft’da kaldığından ve iki firma anlaşamadığından bu sefer oyun oldukça farklı bir tarzda, yeni bir grafik motoru ile yapılıyor. Ubisoft merkezi tarafından 2008 baharında çıkacağı söylenmiş, ancak ardından 2007 Aralık ayında 2008 Ekim çıkış tarihi olarak gösterilmişti. Oyuna ait video ve ekran görüntüleri ortalıkta gezmeye başladıktan sonra oyuna ait ilk izlenimler de yayıldı, PS3, Xbox ve PC için aynı anda çıkacak yeni Far Cry mucizesine bir bakalım dedik biz de.

Ubisoft Montreal tarafından geliştirilmekte olan oyun, aslında heyecanla beklenen yapımlardın bir tanesi, çünkü görüldüğü ve duyurulduğu kadarı ile söyleyebiliriz ki çıkması beklenen en gelişmiş oyunlardan birisi Far Cry 2. Üst düzey ürün müdürü Michiel Verheijdt, orijinal CryENGINE'in sadece yüzde iki ya da üç kadarının kodlarının yeniden kullanıldığını, geri kalan her şeyin sıfırdan yapıldığını belirtiyor. Yeni grafik motorunun adı ise Farsça ve Türkçe dahil olmak üzere bir çok dilde dünya anlamına gelen Dunia Engine. Dunia tamamen Far Cry 2 için özel olarak geliştirilmiş. DirectX 10 ve çok çekirdekli işlemci desteği, Dunia ile gelen yeniliklerin ilk göze batanları.





Ubisoft, devraldığı görevin ne kadar zorlayıcı olduğunun farkında olsa gerek, Far Cry, oynanabilirlik ve grafik açısından çığır açan bir oyundu, Far Cry 2’nin ilk oyunun gölgesinde kalmayıp üstüne çok daha gürültü kopartacağına inanmak istiyoruz. Ubisoft, oyun geliştiricilerinden oluşan bir grubu geçtiğimiz yılın Haziran ayında, Far Cry 2’nin geçtiği Afrika’ya gönderip araştırma yaptırtmıştı. Atmosferin gerçekçiliğinden çok fazla şüphemiz yok şimdiden.

Sanki firmaların arasındaki husumete nazire yaparcasına ikinci oyun, ilk oyunda tropik bir adada cennet misali çevrede gezinen ve kristal parıltısında denizlerde yüzen karakterimiz Jack Carver yerine, savaşlar ile parçalanmış Afrika’nın kalbinde, çöllerde gezinip kavurucu güneşin altında düşmanlarla mücadele eden ve oyuncuların istediklerini seçebilecekleri on iki farklı karakter barındırıyor. On iki paralı askerin de farklı hikayeleri, geçmişleri ve özellikleri var. Düşmanlarımız ise normal insanlar, silahlı örgütler adına savaşanlar ve paralı askerler, bu sefer mutantlar ve yaratıklarla uğraşmıyoruz. Far Cry’ın klasik FPS ilerleyişinin aksine Far Cry 2, özgür ve açık bir dünyada, S.T.A.L.K.E.R. misali oyuncunun istediği gibi ilerleyebileceği geniş bir oynanışa sahip.





Oyun esnasında dost olan diğer paralı askerler ile ve görev alımı, bitimi için GTA'da olduğu gibi cep telefonu ile iletişim kuruyoruz. Ana savaşta iki düşman grup var ve bunlardan istediğimiz için görevler yapabiliyoruz. Oyun haritaları geniş ve zengin, oyun alanının tümü ortalama olarak reelde 50 kilometre karelik bir alanı kapsıyor ve kendinizi Afrika savanlarında hissetmeniz için her türlü detay zengin bir biçimde kullanılmış. Haritalarda araç kullanabiliyoruz, hatta çölün ortasında ulaşım için araç kullanmak zaruri diyebiliriz. Arazi araçları, botlar ve önceki oyundan hatırlayacağımız yelken kanat (motorsuz planör) gibi vasıtaları kullanabiliyoruz. Aracımız arızalandığında veya hasar gördüğünde inip tamir etmek mümkün. İsterseniz patlayıcı yükleyip düşman cephaneliğine bombalı saldırı da yapabiliyorsunuz.

PC sürümünde bulunan gelişmiş grafik motoru özellikler çok az indirgeme ile konsollara aktarılmış, haliyle oyunun farklı sürümleri arasında göze batacak büyük farklar yok. Işık ve gölgelendirme çarpıcı, bir ağacın altında dururken yaprakların arasından sızan güneş ışığı gibi ufak görülen ama oyuna genel olarak oldukça gerçekçilik katan özellikler var. Vahşi yaşamın olmadığı bir Afrika elbette düşünülemez, etrafta dolaşan zebralar ve zürafalar iyi düşünülmüş, ancak size saldıracak aslan gibi vahşi hayvanlar yok, yapımcılar başımızda uğraşacak yeteri kadar düşman varken üstüne bir de saldıran hayvanların eğlenceli olmayıp sinir bozacağına karar vermişler.





PC sürümünde istediğiniz yerde oyunu kaydedebiliyorsunuz ama PS3 ve 360 sürümlerinde uyumak ve oyunu kaydetmek için barınaklara gitmek zorundasınız. PC sürümünde de uyumak için bu barınaklar var, alarmınız kurup istediğiniz saatte uyanabiliyorsunuz, görevleri gece karanlığında yapmak istiyorsanız tek yapmanız gereken bir barınağa girip uyumak ve saati akşam bir saate kurmak. Gerçek zamanlı olarak ise bir günlük süre oyunda dört saatte geçiyor. Oyunda jenerik olarak hava koşulları değişiyor, rüzgar, yağmur ve fırtınalar gerçekçi olması için Afrika’nın gerçek hava koşullarına benzer sıklıkta olacak şekilde ayarlanmış.

Yapay Zeka düşmanları tek tek ördek gibi avlamamıza izin vermiyor, düşmanlarımız gerektiğinde dağılıp sonra toplanıyorlar ve etkili biçimde siper alabiliyorlar, hatta yaralı arkadaşlarını yerden kaldırıp güvenli bir yere götürüyorlar. Yaralandığınızda kendinizi ilaçla iyileştirebiliyorsunuz, eğer ağır yaralanırsanız dostlarınızdan birisi sizi kurtarabiliyor, tabii bunun için önce biraz dost edinmeniz lazım. Sabit bir can çubuğunuz ve can puanınız yok hafif yaralanmalar zamanla kendiliğinden düzeliyor, ağırlaşanlara müdahale etmeniz gerek. İlk yardım tuşuna bastığınızda eğer alev almışsanız elinizle yanan yerleri söndürüyor, bazen bandaj sarıp bazen de enjektörle ilaç kullanıyorsunuz, bacağınıza saplanan bir kurşunu bıçağınız ile oyup çıkartmak tedavi çeşitlerinden bir kaçı. Dost bir asker sizi kurtarıp silah ve mühimmat desteği verebiliyor ama dikkat edin sizi kurtarırken vurulup ölmesi mümkün, ve öldüklerinde oyun dünyasından tamamen çıkıyorlar.